Bir anıt mezarı ziyaret etmek gibi, taşın, toprağın, otun, çimenin arasından geçip mezar taşına suyu döküp içimi ferahlatıyorum.
Bazı kitaplara düştüğüm kısa notlar ile kutsuyorun bu dönüş hikayesini. Bahar geçer, yaz geçer ve evet bazı nehirler tükenmek için akar, doğru. Ama bu kez ben bunu reddediyorum; tükenmemeli, tükenmemeli, tükenmemeli diye geçiyorum içimden, kendi dileğime tutuluyorum.
Üzümün Kardeşliği / Fante – 4.baskıya karalamışım;
“Uyuyor ve uyanıyorum,
Uyandığımda kendimi
Dış hatlar terminalinin ücra bir köşesinde buluyorum
Rüya içinde rüya görüyorum
Ne denli umutsuz olduğuma
Fante karar versin
Bir gidişe, bir varışa
En sonunda
Esaslı bir kaybedişe uyanıyorum
Tanrım beni affet
Gözlerimi kapatmak
Hiç bu kadar büyük bir günah olmamıştı.
*16 Mayıs, daha ilk cümlesinde kimi özlediğini anımsadın.
Hani / Oruç Aruoba – 2.baskıya karalamışım;
Bu kitaba belki 3 belki 4. başlayışım 08.09.2018 tarihinde vuku buldu. Hala beni seven bir kaç insana sahip olduğumu düşünürken ilk sayfayı çevireceğim. Galiba ben bu insanların arasında kendim olarak yer bulamayacağımı ilk defa bugün tam anlamıyla idrak ediyorum. Öbür türlüsüne gerek var mı, bu başka günün konusu. Yine de rakım, kitabım ve ailem hala tartışma götürmüyor.
Yaz Geçer / Murathan Mungan – 19.baskıya karalamış Mavi, Fi, Z.
Bir telefon konuşmasında rastlaştık.. Şaşkındık, mutluyduk “ama” hep vardı..
“Bir denize kaç dalga sığarsa”
Nisan.
Pansiyon Manzumeleri / Bukowski – 1.baskıya karalamışım;
“Kusura bakma moruk,
Bazı boktan şiirler ile kitabını deşiyorum.
Ama biliyorum
Umurunda olmazdı.”