Godot’ u bekler gibi bekledim seni. Seninle tanışmamızın üzerinden Yıllar geçti halen bekliyorum. Bu belki gelirsin diye bir bekleyişi mi senin nazarında Aşk’ ı bekleyiş mi bilmiyorum.
Godot’un kim olduğu üzerine bir sürü yorumlar var;
Negatif Teoloğ’un yorumu: Godot Tanrı’dır (God ex absentra ). Hümanistin yorumu: Umuttur, Sevgidir.
Varoluşçunun yorumu: Gelecektir ya da ölümdür.
İyimser Toplumcunun yorumu: Daha iyi bir toplum düzenidir.
Filoloğun yorumu: Bir Balzac kişisidir.
Politikacının yorumu: De Gaulle’ dür.
Eksantrik yaşam öykücünün yorumu: Joyce’ dur.
Oyunda Vladimir ile Estragon ‘un bekledikleri ve gelmeyen kişi. Ben seni sadece Aşk olarak gördüm ömrüm boyu. Bildiğim, gördüğüm ve sevdiğim bir aşk. Şimdi kalbim mazide bir yara misali, kırık kanatları ile Godot’u bekleyip duruyor sürekli. Godot oyun sonunda hiç gelmez biliyorum. Zaten bu bekleyiştir onu önemli kılan belki de.
Yıllar önce Buket Uzuner’in Kumral Ada Mavi Tuna’sını okumuştum. Masum bir sevginin farklı yıllardaki anlatımı vardı. Kitabı hatırlamak için Google a bakınca bir yorumu çok beğendim.” Aşkların en güzellerinden birini anlatıyor. Karşılıksız aşk… Bir çok insanın hayatında bir ada vardı bence. Herşeyinken hiç birşeyin olması. Bu bölüm o kadar güzel betimlemelerle dolu ki sanki film izliyorsun” Benim hatırladığım bildiğim de budur Aşk ile ilgili. Hayatın bana kazandırdığı en önemli şey olduğun için teşekkürler. Gelsen de gelmesen de ben GODOT’ u beklemeye devam edeceğim. Çünkü seni beklemekten daha güzel bir duyguyu bilmiyorum. Nice mutlu yaşlara…