Birkaç gün öncesinden 24 Nisan’da yapacağı konuşmasını hazırlamıştı. Bugün Meclis’i açacak ve tüm yurttan gelen vekillere teşekkür edecekti. Hacı Bayram Camii’ne girdiğinde, peşi sıra I. Meclis kurucuları da ardındaydı. Cuma namazını kıldılar. Kurbanlar kesildi. Sonra Meclis’e geçildi. Meclisin en yaşlı üyesi olan Sinop Milletvekili Şerif Bey Başkanlık kürsüsüne çıktı.
“Bu Yüksek Meclisin en yaşlı üyesi sıfatıyla ve Allah’ın yardımıyla milletimizin iç ve dış tam bağımsızlık içinde alın yazısının sorumluluğunu doğrudan doğruya yüklenip, kendi kendisini yönetmeye başladığını bütün dünyaya ilan ederek, Büyük Millet Meclisi’ni açıyorum” diyerek sözü Gazi’ye verdi.
Gazi;
“Yüksek meclisiniz, bildiğiniz gibi, olağanüstü yetkiye sahip olarak, yeniden seçilen milletvekilleri ile taarruza uğrayan Hükûmet Merkezi’nden canını kurtararak buraya gelen milletvekillerinden oluşmuştur. Daha önce oluşan meclisten daha salâhiyette görev yapacağınıza inancım tamdır ve bu görevi layıkıyla yerine getireceğimize kesin olarak inanıyorum” diyerek yerine oturdu.
Meclis günün geri kalanında vekillerin mazbataları hazırladı.
Ertesi gün; Ateşkesten Erzurum Kongresi’ne, 16 Mart tarihinde İstanbul’un düşmanlar tarafından işgal edilmesine kadar geçen süreci ve 1920’ye kadar yaşananları anlatacaktı. Meclis sadece düşmanlar tarafından zapturapt altına alınmamıştı. Hilafet ve Padişah yanlıları da Paşa’yı köşeye kıstırmak için fırsat kolluyordu.
Daha sonraki günlerde;
İstanbul Hükümeti tarafından birçoğunun idam fermanı çıkartıldı. Sakarya Savaşı sırasında silah sesleri Polatlı yakınlarından duyulmaya başlandığında Kayseri’ye taşınma fikirleri ortaya atıldı. Dik durdu, zira başaracağına inancı tamdı. Daha sonra aklında yıllarca oluşturduğu devrimleri birer birer tatbik etti.
Avusturya Karlsbad’da böbreklerinden rahatsız olduğu ve zorunlu ikamete çekildiği 1918 yılında hatıralarına yazdığı şu sözcükler tüm hayatı boyunca yaptıklarının, ana hatlarını oluşturdu;
“Dedim ki ben her vakit söylerim, burada da bu vesile ile belirteyim. Benim elime büyük salâhiyet ve kudret geçerse ben sosyal yaşamımızda istenilen devrimi bir anda bir “Coup(Darbe)” ile uygulayabileceğimi sanıyorum. Zira ben bazıları gibi halk anlayışını bilenlerin kavrayışlarını yavaş yavaş benim anlayışımın ölçüsünde düşünme ve tasarlamaya alıştırmak suretiyle, bu işin yapılabileceğini kabul etmiyor ve böyle harekete karşı ruhum isyan ediyor. Neden bu kadar yıllık bir yükseköğretim gördükten, uygar yaşamı ve toplumu inceledikten ve özgürlüğünü elde etmek için hayatı ve yılları harcadıktan sonra neden cahiller derecesine ineyim? Onları kendi dereceme çıkarırım. Ben onlar gibi değil, onlar benim gibi olsunlar. Bununla birlikte bu konuda incelenmesi gereken bazı noktalar var, bunları iyice değerlendirip kararlaştırmadan işe başlamak hata olur”
Biat eden halkı, kendi düşündüğü uygarlık seviyesine çıkartmak için Meclis’i her daim çalıştırdı. Yeni fikirler, hür teşebbüsler ile uygarlık yolunu açtı/açtılar. Meclise zorla bir karar aldırtmaya çalışmadı. Sistemi harekete geçirmek için adımlar attı, hayır diyenlere doğrusunu gösterdi ve yanına çekmeye çalıştı.
I.Meclis’de çok farklı fikirlerler olmasına rağmen Gazi Meclisi diye anılmasının yegane sebebi savaş kazanmaları değildi. Aslolan, farklı bir çok fikre rağmen münazaraya medeni şekilde devam edebilmeleriydi. Meclisin büyük bir çoğunluğu Padişah ve Hilafeti benimsemesine rağmen bu meclis ikisini de oy birliğiyle kaldırdı. Çünkü halkın ayağına pranga olmasına onlarda izin veremezlerdi. Vermediler de.
Yıllar geçti. Meclis’in belki de en dirayetli olduğu gün 29.11.1955 tarihiydi. DP Grubu kendi bakanlarının tek tek istifasını istemiş ve Menderes “Kaderimi sizin reylerinize teslim ediyorum” diye parti grubuna seslenmiş ve konuşmasını “Siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz” diye bitirmişti. Tarihimizde ender olarak değil bir daha görmediğimiz bir dirayetti. Detayları aşağıda linkini bulacağınız Ali SİRMEN’ in yazısından okuyabilirsiniz.
Bugün Twitter – Instagram – Facebook’da davullarla, zurnalarla bir sürü resim, yazı eşliğinde Meclis’in açılışını kutlayacağız. Havai fişek gösterileri ile birlikte gösteri tamamlanacak. Meclis, açılış tarihi, kuruluş değerleri gibi kavramlar gelecek seneki gösteriye kadar naftalin eşliğinde sandukalara.
Millet Meclisinin açılmasının anlamını ne kadar biliyoruz? Tanzimat ile başlayan, I. ve II.Meşrutiyetleri yaşayan bu toplum gerçekten meclis mantığına angaje oldu mu? Yoksa istediği kendisine yol göstereceğini sandığı Asena mı?
Meclisin açılmasından 101 yıl sonra;
Ata’nın (Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Kurucusu) dönemi anlattığı kitap Nutuk Milli Eğitim tarafından yasaklanmaya çalışılıyor
Türkiye Cumhuriyet’inin iki kurucusundan 2 Ayyaş diye bahsediliyor.
Tekke ve zaviyeler tekrar açıldı
Şer’i hükümlere göre ülkeyi yönetmek isteyen hükümet iş başında. Cumhuriyet’in 100.yılını eda edeceğimiz, 2 yıl içerisine anayasaya devletin dini İslam’dır maddesini koymaya çalışıyorlar.
Devlet kurumlarından T.C. ibaresi büyük bir oranda kaldırılmak istendi.
Dünyada ender ülkelerde gözükür şekilde kadınlara seçme, seçilme hakkını verdiğimizden dem vururken, kadınların ölmemesi, insan gibi yaşamasını istedikleri yere kadar geldik. Kendi elimizle yazdığımız İstanbul Sözleşmesinden koşar adımlarla çıktık.
Kurucu değerlerin neredeyse alaşağı eden yöneticiler, buna çanak tutan bir halk ve azınlıkta kalan ne yapacağını bilmeden sinen küçük bir zümre.
Nereye kadar..
Jön Türkler ile başlayan süreçten itibaren bu toplum 150 yıldır Meclis-i Mebusan ile yönetilmek istediğini beyan ediyor. Zaman zaman istemezükçüler araya girse de yegane isteğimiz Cumhur’un kendi kendini yönetebileceği sistemi kurmak. Bu sistemi becebildik mi?
Bence hayır.
Kurucularımızın “Hâkimiyet bilâ kaydü şart milletindir” düsturu ile açtıkları Gazi Meclisi artık indirilip kaldırılan bir kaç el, tavanda izi kalan çiğköfte, silahla tehditler, kavgalar, ihale takipçiği vb. gibi güzel nüvelerle anılıyor. Zira artık Meclis, angarya görüntüden öteye geçemiyor.
Yazının başlığı 23 Nisan Çocuk Bayramı. Zira, elimizde kalan yegane şey o.
23 Nisan Çocuk Bayramımızı kutlarım.
https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d01/c001/tbmm01001001.pdf
https://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/1d1yy1.htm
https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye_B%C3%BCy%C3%BCk_Millet_Meclisi#TBMM’nin_kurulmas%C4%B1
http://turkoloji.cu.edu.tr/ATATURK/arastirmalar/ataturk_karlsbad_hatiralari.pdf
https://tr.wikipedia.org/wiki/Hac%C4%B1_Bayram_Camii
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/erdal-atabek/mustafa-kemal-ataturku-kimler-sevmez-7961
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/ali-sirmen/29-kasim-1955-gunu-ankara8217da-ne-olmustu-406122