Yazar: 15:44 Genel Kafalar

Babalar Gunu

Bazı günlere anlamlar yükleriz. Anneler Günü, Babalar Günü gibi. İnsan doğasının şaşaayı sevmesi gibi bu tarz günlerde aranmak, mesaj atılması ya da birlikte resim paylaşılması hepimizin hoşuna gider

Ancak bu günlerin anlamı içinin doldurulmasıdır. Babalar günü, sadece bir resim paylaşılacak kadar boş bir gün olamaz. Günün anlamını belirleyen “Baba” figürü gücün timsali olmuştur her daim. Koruma kollama görevini asker gibi gösterir bizlere.

Ancak sadece hudut güvenliğini sağlamasını beklemek “Baba” figürü için haksızlıktır. Baba, çocuklarının saçına zarar gelse dünyayı yakacak olan, onları öpmekten, koklamaktan imtina eden, çocuklarının geleceğini kontrol altına almak için canının verecek olan karakterdir benim için.

Bir adam tanıdım. Duvarına babasının resmi ile, yadigarı kösteklisini asmış 40 yıldır onlarda baba figürünü anıyor ve çocuklarına nasıl babalık yapılır gösteriyor. Onun adı Tuncay IŞIK

Bir adam tanıdım. Elini hiçbir zaman üzerimden çekmedi. Yanında çalıştım. Her zaman deli ettim. Ama babam vefat ettiğinde kafamı kaldırdığımda yanımda o vardı. Her zaman elimden tutup, ayaklarımın üzerinde durmamı sağladı. Omzunda ağlanabileceğini gösterdi. Onun adı Salih BAŞ

Ama herkese değil;

Şeyh uçmaz mürit uçar misali babanın nasıl olması gerektiğini bazen bir yazar anlatır. Kafka’nın Babasına mektupları gibi;

“Geçenlerde bir kez, senden korktuğumu öne sürmemin nedenini sormuştun. Genellikle olduğu gibi, verecek hiçbir cevap bulamadım, kısmen tam da sana karşı duyduğum bu korku yüzünden, kısmen de bu korkuyu gerekçelendirmek üzere, konuşurken toparlayabileceğimden çok daha fazla ayrıntı gerektiği için. Ve şimdi burada sana yazılı bir cevap vermeyi deniyor olsam da, bu fazlasıyla eksik kalacaktır, çünkü bu korku ve onun etkileri senin karşında yazarken de ket vuruyor bana ve dahası meselenin büyüklüğü, hafızamın ve aklımın sınırlarını çok aşıyor.”

Babalar gününü benim için anlamı ise az önce aldığım bir mesajla başladı. Mesajı yazan çocuk ile bir kan bağım yoktu. Ancak aile olmak için bazen DNA’lar yeterli olmayabilir.

“… Bir gün herkese dangalak diyen bir adamla tanıştım. Hayatında kimin ne denli yer edeceğini asla bilememenle beraber, bir anda gelip geçen insan ilerleyen zaman ile herkesten çok yanımda olmaya çalıştı. Onun sözünü dinledim öğütlerini dinledim, kalbimi duymama yardım etti, babamla ilgili ne dediyse yapmaya çalıştım, dediklerini dinledim babamın en küçük güzel sözüne razıydım, bir başımı okşadı geçti tüm kırgınlığım sanki falan filan. Ama baba olmak sadece başını okşayıp kızmakla dargın olmakla alakalı değil. Yanında olabilmekti de… Bir kaç aydır tanıyıp babamdan çok daha fazla yanımda olan en azından olmaya çalışan insan var bu satırları bana şuan yazdıran ismimle olacak bir kız çocuğunu hep hayal etmiş, beni tasvirlemiş, Pis(ç) olmamdan gocunmaktan falan ziyade bununla gurur duyup aynı bensin lan diyen bir insan tanıdım. Kan bağından her şeyden öte bana baba olmaya çalışan eksikliklerimi boşluklarımı kapatmaya çalışan…”

Kızım benden daha güzel babalar gününü anlatmış. Ben hep Zeynep adında bir kızım olsun istiyorum demiştim. Neden diyenlere Cemal Süreya’ dan ötürü diyebildim şimdiye kadar. Bir kızım var ve adı Zeynep. Artık sebebini biliyorum..

Duyanlara duymayanlara, Babalar günü sadece resim, mesaj değildir. Babalar günü kalben sevmek demektir. Atmıyorsa boşa zorlamayın.

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close