Yazar: 00:10 Genel Kafalar

Kısa bir ara

“Söz vermiştim kendime. Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmakta, bir hırstan başka neydi? Burada namuslu insanlar arasında sakin, ölümü bekleyecektim. Hırs, hiddet neme gerekti? Yapamadım. Koştum tütünceye, kalem kâğıt aldım. Oturdum. Ada’nın en tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. Kalemi yonttum. Yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım.”

Mustafa Sönmez, twitter da Sait Faik’in “Haritada Bir Nokta” hikâyesinin son paragrafını paylaşmış. Gözümün alabildiği kişilere gönderdim bu paragrafı, yazmanın ne memen bir şey olduğunu düşünerek.

Her zaman el yazım çok kötüydü. Bu nedenle daktiloda ya da bilgisayarda yazdım tüm yazılarımı. Hiçbir zaman kendime güzel kalemler, kokulu silgiler almadım bu yüzden. Yazarın şanından dolmakalemle yazılır edebiyatını o yüzden bilemedim.

Yazma isteği ilk kez ne zaman başladı bilemem ama lisede “verimlilik” üzerine bir yazı yazıp bakanlığa gönderdikten sonra müdürün odasından bröve ile çıktığımda yüzümde sadece şaşkınlık vardı.

Sonra şiir yazma isteği duydum içimdeki hicran dolu aşkları dile getirebilmek için. Bitmeyen hikâyelerdeki kahramanları, ( D’Artagnan, Cyrano de Bergerac..)  ve onların kahramanlıklarına özlem dolu satırlarda. Onların hikâyesindeki gibi her daim prensese âşık, ama onu ve prensi koruma görevini şiar edindim.

Her şiirde yâre ulaşamamanın verdiği hazla, hüzzam peşrevi komaları eşliğinde sardı benliğimi. Hicran dolu satırlara kendimi aksettirerek yalnızlığımı paylaşabileceğimi sandım. Ama sonra öğrendim ki “Yalnızlık paylaşılmaz. Paylaşılsa yalnızlık olmaz”

Ne zaman ki bu sitede yazmaya başladım, yazma dürtüm sadece hüzzam dolu satırları tecrübe etmeme müsaade etmedi. Yirmi dokuz harfi sadece kalp çarpıntılarımı anlatmada kullanmayacağımı anladım zamanla. Aşk ve sevda her daim ana konum oldu ancak zaman zaman gördüğüm, fikir sahibi olduğum ya da yanlış bulduğum konularda da yazmaya çalıştım. Zeynep’imi yazma isteği doğurdu bu satırlar. Benim olmayan ama benim içimde yer eden kızımı.

Haşmet, madem yazmak istiyorsun gel burada yaz abi dediğinde, “Kim ben mi? Ne alakası var? dedikten sonra altmış yazı geçti. İnsanlık için küçük ama benim için büyük satırlar dolu.

Her yazı başlangıcında bilmediğim sularda yıkandığımı hissediyorum. Bazen boyumdan büyük laflar edip, meçhul yâre satırlarda anlamlar yüklüyorum, belki görür bir selam sarkıtır diye.

Yazılara bir süre ara. Zeynep’imi çok fazla ihmal ettim. O’nun hikayesini bitirdikten sonra görüşmek üzere.

Kim bilir sevdayda dair satırlarda belki makamda değişiklik olur.

Filmde de dedikleri gibi “Kaybedenler klubunun bu geceki ve tüm nüshaları sona erdi.” Zeynep’in hikayesinden sonra görüşmek üzere..

http://siir.me/yalnizlik-paylasilmaz

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close