MADDE 29- 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 217 nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir. “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma”;
MADDE 217/A- (1) Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
(2) Suçun, failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır.”
Yukarıda okuduğunuz kanun maddesi şu an meclis komisyonunda olan “Basın Kanunun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” nden alıntı yapılmış olan bir maddedir.
Aşağıda’ da ki kanunda 17.03.1954 yılında Resmi Gazete’ de yayımlanmıştı.
Kanunun adı ; “Neşir yoluyla veya radyo ile işlenecek bazı cürümler hakkında Kanun” ya da bilinen adıyla “Basına yönelik İspat Hakkı Kanunu” o günlerde popüler adıyla “İsmail Hakkı Kanunu”
Madde 1 — Matbuat vasıtasıyla her ne suretle olursa olsun:
1 – Namus, şeref veya haysiyete tecavüz edilmesi veya hakarette bulunulması,
2 – İtibar kıracak veya şöhret veya servete zarar verebilecek bir hususun isnat edilmesi,
3 – Rıza hilâfına hususi veya ailevi ahvalin teşhir olunması,
4 – Yukardaki hal ve suretlerle tecavüz, hakaret, isnat veya teşhire mâruz bırakılacağından bahisle tehditte bulunulması, hallerinde fail (6) aydan (3) seneye kadar hapis ve (1 000) liradan (10 000) liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.
Madde 3 — Devletin siyasi veya malî itibarını sarsacak veya âmmenin telâş ve heyecanını mucip olacak mahiyette yalan haber veya havadisleri veya bu mahiyetteki vesikaları neşredenler 1 seneden 3 seneye kadar hapis ve (2 500) liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezası ile cezalandırılırlar
Yayımlanan her iki kanun maddesinin gerekçeleri ne kadar birbirine benziyor değil mi? Ama DP’de, AKP’de ilk seçildikleri yıllarda basına özgürlük diye meydanları inletmiş, sınırsız özgürlüklerden bahsederlerdi. Zamanla her iki partide kazandıkları oy oranlarıyla özgürlükleri azaltmaya, vatanı üç beş çapulcunun yaygarasına bırakamayız noktasına evrildiler.
Ulus Gazetesi başyazarı Hüseyin Cahit Yalçın bu kanuna mugayir davranışları nedeniyle sekseninci yaş gününü cezaevinde kutlamak zorunda kalacak ve Cumhurbaşkanı Bayar’ın affına mazhar olarak oradan çıkacaktır.
Daha sonrasında DP’den on bir milletvekili ispat hakkının verilmesini istemesi ile başlayan olaylar, bakanların birer birer meclis grubunda istifasına, Menderes’in kendisi için şahsi onay alması ve hükümetin istifa ederek yeni bir bakanlar kurulu kurulmasına gidecektir. Elbette isyan edenler gruptan uzaklaştırılacak onlarda “Hürriyet Partisini” kurarak muhalefete başlayacaktır.
Süreç ise;
Bir çok basın kurumuna kapatmaya, gazetecilerin hapis ile cezalandırılmasına,
Kin ve husumet ittifakına karşı (muhalefet ) Vatan Cephesini
Tahkikat komisyonunu
Şaibeli 1957 seçimlerini
İnönü’ye Uşak, İzmir, İstanbul ve Ankara’da saldırı düzenlenmesine
Lise ve üniversite gençliğinin sokaklara dökülerek eylem yapmasına
ve 27 Mayısa evrildi.
Tarih tekerrürden ibarettir derler, yaşayarak göreceğiz…
https://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/8660.pdf
https://www2.tbmm.gov.tr/d27/2/2-4471.pdf
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1203570
https://tr.wikipedia.org/wiki/H%C3%BCseyin_Cahit_Yal%C3%A7%C4%B1n