Yazar: 22:17 Genel Kafalar

Notting Hill

Bir Notting Hill akşamı ve hatıralar,

Bu filmi defalarca ve her seferinde kendi hikâyemi düşünerek seyrettim sanırım. Bugün tekrar arınma günüymüş.

Filmlerde gördüğümüz ilişkilerde, köşe başında, tanımadığınız kadının üzerine portakal suyu dökerek, onu kendinize âşık edebilirsiniz.

Yazar uydurmuş, yazmış diyebiliriz. Ama burada anlatılan, kadının, adamda ne bulduğu değil midir? Aktris, dünyanın en meşhur filmlerinden oynamasına, son filminden on beş milyon dolar almasına, hayatında sevgilisi olmasına rağmen, köşe başında gördüğü adama tutulmaktan neden imtina etmedi, neden en zor zamanında ona sığındı diye düşünsek? İlk buluşmalarında, kardeşinin doğum gününe “elbette gelirim” diye neden sorgusuz sualsiz gitti diye anlamlandırsak hikâyeyi?

Soramayız, zira bunlar sadece filmlerde olur. Sıradan insanların hayat gailesi içerisinde düşünmesi gereken yüzlerce şey varken, aşk meşk işleri, meçhulden ibarettir değil mi?

Anna Scott (Julie Roberts), dün gece birlikte olduğu William Thacker’ a (Hugh Grant), uyandıktan sonra yaptıkları konuşmada şöyle söyler;

Anna – Rita Haywort, gazetecilere verdiği bir beyanatta erkekler Gilda ile yatağa girerlerdi, ama benimle uyanırlardı demiş. Ama aslında, erkekler rüya ile yatağa giriyor ve uyandıklarında, gördükleri gerçeği beğenmiyorlardı. Sen de böyle mi düşünüyorsun?

William – Bu sabah her zamankinden daha güzelsin..

Yeni tanıdığı bir tende, kendisinin sadece güzelliğinden, zenginliğinden, şöhretinden dolayı sevilip sevilmediğini bilemeyen bir kadına, söylenebilecek en güzel sözler belki de.

Belki de gerçek, bu kadar sevgiyi kaldıramıyor.

Sonra ayrılırlar, uzun bir süre görüşmezler. William, İngiltere’de film çektiğini öğrendikten sonra, Anna’ yı görmeye gider, bir yanlış anlaşma sonucu oradan ayrılır ve daha sonra Anna, kitap dükkânına veda etmeye gelir.

Anna – Dün çekimlerin son günüydü, gidiyorum. Düşündüm ki, yani konu şu ki, bugün gidiyorum, ama gitmezsem, benimle biraz görüşür müsün, ya da benden tekrar hoşlanabilir misin?

William – Ben mantıklı düşünmeye çalışan birisiyim ve sık sık âşık olan birisi değilim. Nazik talebine hayır diyerek bu konuyu kapatabilir miyiz? Konu şu ki, senin yanında gerçekten tehlikedeyim. Mükemmel bir durum gibi gözüküyor ama bir kez daha kenara itilirsem ki itilmeyi kesinlikle beklerim, benim deneyimsiz kalbim korkarım ki kendini toparlayamaz. Tekrar gidersen, ben kendimi bir daha toparlayamam…

Anna – Şunu sakın unutma, ben aynı zamanda bir kızım. Bir erkeğin önünde durmuş ve ondan beni sevmesini istiyorum….

Halen filmi seyretmemiş olanlar varsa, mutlu sonla bitiyor diye spoiler verebilirim.

Son konuşmaya benzer cümleleri kurmuş birisi olarak, filmin mutlu sonla bittiğini görmek bana halen umut veriyor.

Ama gerçek hayatta, Anna bir daha geri dönmemek üzere yola çoktan çıktı. Bu nedenle Notting Hill seyredip aşkı görmeye devam.

Belki de keramet portakaldadır. Kim bilir?

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close