Yazar: 19:44 Genel Kafalar

İnanc

Dua ederken, yaratanın bizi duyacağını, istediğimiz şeyi bize vereceğini, yol göstereceğini, bize yardımcı olacağını temenni ederiz.

Belki o esnada içimizden geçenleri duyduğunu göstermesini, bir işaret vermesini dileriz.

Tüm kutsal kitaplarda geçen İnanç felsefesi aslında kişiye özeldir. Okuduğumuz dualar, ilahiler ve tövbeler, kendi inanç sistemimizde, kendi dilimizde yaratan ile yaptığımız konuşmadan ibarettir. Sonunda bizi duyup duymadığını zaman ve şartlar ile tahayyül etmeye çalışırız.

Hangi din olursa olsun, bize anlatmak istediği iyi birer insan olmamız gereğidir esasında. Önce bireyin kendisinde, daha sonra tanıdıklarında yapması gerektiğini anlatır.

Bu nedenle neye inanırsak inanalım, mutlu ve huzurlu olmanın yolunun kendi içimizdeki şeytanın esiri olmadan yaşayabilmek olduğunu kabul edelim.

Sevdiğim bir hikâyedir. Kandiliniz mübarek olsun..

Ayak izleri

Adamın biri bir gece bir rüya görmüş.

Upuzun bir kumsal boyunca yanında tanrı ile yürüyormuş. Onlar yürürken tam karşılarındaki gökyüzünden de bir film şeridi gibi adamın hayatından sahneler geçiyormuş.

Kumsal adamın hayat yolu imiş sanki… Adam kumda iki çift ayak izi kaldığında dikkat etmiş… Bir çifti kendisinin, bir çifti de Tanrı’nın. Hayatının son sahnesi de gökyüzünden geçtikten sonra adam, kumdaki ayak izlerine boydan boya bir daha bakmış ve birden bir şey dikkatini çekmiş.

Hayat yolunun pek çok bölümünde kumda sadece bir çift ayak izi görülüyormuş ve adam dehşet içinde fark etmiş ki, ayak izleri, teke, hayatının en kötü, en acı anlarında iniyor. Bu keşfi onu fena halde rahatsız etmiş ve Tanrı’ya sormaya karar vermiş.

”Tanrım… Eğer sana inanırsam senin yolundan gidersem her zaman yanımda olacağını, her zaman yanı başımda yürüyeceğini söylemiştin… Oysa, hayat yoluma bakıyorum, en zorlu en kötü, en acılı anlarımda sadece bir çift ayak izi görüyorum kumda… Anlayamıyorum tanrım, anlayamıyorum… Hayatın kolay günlerinde yanımda yürüyorsun da sana en muhtaç olduğum anlarda beni niye terk ediyorsun?”

Tanrı gülümseyerek cevap vermiş: “sevgili, çok sevgili evladım… Ben seni çok sevdim ve hiç terk etmedim. Hayat yolundaki o zorlu sınav günlerinde yani en acılı en kötü anlarında kumda hep bir çift ayak izi gördün. Dikkat et! Ayak izleri teke indiğinde derinleşiyor. Çünkü, o sıralar ben, seni kucağımda taşıyordum…”

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close