Seni sevenlerde, sevmeyenlerde, gittiğinden beri ardından sürekli konuşuyor. Her yaptığın hareket, her söylediğin bir cenah tarafından takdir, diğer tarafta da tenkit alıyor.
* Önce tuttuğun takım konusunda ihtilafa düştük. Herkes sahiplendi. İstanbul takımlarının hepsine de gönül vermiş gözüküyorsun.
* Kurtuluş savaşına, padişah ile anlaşarak gittiğin çok konuşuldu. Cebine altınları koymuşlar, paşa vatan senden hizmet bekliyor git şu ülkeyi düşmandan kurtar demiş, demişler de Bandırma’da vapurunda yirmi üç rütbeli ile mi bu vatan kurtulacaktı. Samsun’da neden paraları bitti, Erzurum’a nasıl gittiler diyen olmamıştı. Hayret değil mi?
* Devrimler konusunda bölündük. Hilafet ve halifeliğin kutsallığı tartışılıp, ne kadar yanlış bir iş yaptığından dem vuranlar var. Hatta bu devrimleri İngilizler emrettiği için yaptığın bile söyleniyor.
* Sen harf inkılabını okuryazarlığı artırmak için yapsan da, dedelerimizin mezar taşını okuyamıyoruz diye dövünen bir kitleye sahibiz artık. Latin alfabesini, milli benliğimizi silmek için kullanmışsın.
* Meclis açılışını yaptın, cumhuriyeti ilan ettin, kocaman harflerle, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” yazısını yazdırdın. Daha sonra halkın “Biz egemen olmak istemiyoruz” diyerek, tek kişiye ülkeyi yönetme izni verdi. Yakında padişahlığını ilan etmesini bekliyoruz.
* Babanın gerçek baban olmadığı, validenin Selanik’te genelevde çalıştığını söylediler. Yetmedi, senin sebatayist olduğun ve İngiliz ajanı olduğun anlatıldı. Bunlar deli saçması değil mi? Ama halkın ne kadarı buna inanıyor bir bilsen.
* Çanakkale savaşını senin kazanmadığın, Allah’ın orduları ile savaşın kazanıldığı anlatılıyor. Seçimlerden sonra, tarih kitaplarına da girmesini bekliyoruz.
* 1923’den 1950’ye kadar tek parti zihniyeti ayağında çarığa milleti mahkûm etti, ülkeyi hiç ilerletmedi, olduğu yerde bıraktı diyebildiler. Ama bunu söyleyenler on yılda, yedi yüz fabrika açıldığını görmedi, duymadı…
* Ezanı, Türkçe yapmıştın. On sekiz sene sonra bir parti, ezanı tekrar Arapça okutacağız diye halkın karşısına çıktı ve bu vaatle seçimi kazandı. Onların torunları, “Siz bunların cemaziyülevvelini bilmezsiniz. Bizler bodrum katlarında Kur’an okurduk. Namaz kılamazdık. Ehey hey..” diyerek başa geçti.
* 1955’de seni korumak için meclis kanun çıkarttı. O zamanlar büstlerini kıran Ticaniler için çıkan bu kanunun ardından yöneticiler ne kadar iyi bir şey yaptıklarını söyleyip durdu. Şimdi aynı cenah sana küfredemediklerini, kendi kendini korumak için kanun çıkarttığını söyler oldu.
* 1980’de darbe oldu. Her yere senin adını verdiler. O kadar çok ismin sokaklara, parklara bahçelere, statlara verildi ki. Sonra aynı hızla isimler tekrar ve tekrar değiştirildi.
* 2002’de karşı devrimi savunanlar iktidara geldi ve halen başımızdalar. Geldikleri günden beri seni tarih kitaplarından, hayatımızdan, ruhlarımızdan silmeye çalışıyorlar.
Peki, sen bizler için neler demiştin?
“Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir.”
Konuşmanı sana tekrar sormak gerek belki de. Bu kadar eziyeti çekmene değer miydi?
Gerçekten Muhtaç olduğum kudret damarlarımdaki asil kanda ise, bunların kanında akan şey nedir?
Neyse; Ellerinden, hasretle öperim. Yattığın yerde rahat uyu.
Dediğin gibi; “Geldikleri gibi giderler…”
https://selam.org/m-kamal-ataturk-hakkinda-duyulmamis-gercekler/
https://t24.com.tr/haber/ataturk-doneminde-kurulan-fabrikalar-ya-satildi-ya-kapatildi,569763
https://www.youtube.com/watch?v=vdhZHypa7es&t=4s
https://www.youtube.com/watch?v=h75F8O24ZCc
