Yazar: 17:49 Genel Kafalar

Geldikleri Gibi Giderler…

Şiir okuduğu için hapse atılan adam, sadece twit attığı için milleti hapse gönderiyor. Çok güzel bir sarmal değil mi?

Düşenin halinden başka bir düşen anlar derler, ama tarih sadece düz bir çizgide ilerlemiyor. Öyle olsaydı şiir okuduğu için hapse atılan adam neden yirmi küsür yıl sonra (bunun emarelerini yıllardır veriyor) kendisine uygulandığını söylediği zulmü başkalarına tekrar ve tekrar yaşatmaktan geri durmuyor.

12.12.1997’de Siirt’de miting sırasında “Minareler süngü, Kubbeler miğfer, Camiler kışlamız, Müminler asker” mısralarını okuduğu için halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek” suçundan bir yıldan üç yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı ve duruşmadaki hâli ve tavrı göz önüne alınarak cezası 10 ay hapis ve 176 milyon 666 bin 666 TL para cezasına çevrildi.

Duruşmadaki hali ve tavrını açılış konuşması özetler sanırım; “Her şeyden önce ben bir Müslümanım ve her şeyden önce bir Müslüman olarak attığım her adımda fiillerde, inancımla ters düşüp düşmemesini attığım adımları kontrol ederim. Dolayısıyla toplumda eğer ben insanı seviyorsam bunun en önemli sebebi benim referansım olan İslam’dır. İslam bana insanları sevmeyi emrettiği için insanları seviyorum.”

Muhtar bile olamaz deniliyordu yirmi yıldır iktidarda. İşin en enteresan kısmı ise genel başkanlığa seçildiği zaman “Biz gömleğimizi değiştirdik” ifadesiydi. Yıllan derisi gibi yıllardır gömlek değiştiriyorlar maşallah.

Dün Canan Kaftancıoğlu sosyal medya paylaşımları nedeniyle “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret”, “Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak” ve “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlarından 4 yıl 11 ay 20 gün hapis cezası aldı. Yazdıklarını beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ama demokrasi, hukuk, uluslararası hukuk gibi kavramları uygulamayı birazcık düşünen bir devlet bunun için herhangi bir vatandaşını hapis cezası ile cezalandıramaz.

Eskiden bir sürü aydın komünist olduğu için hapse atıldı, zira devletimiz düşünen kişileri pek sevmez. “Ülkenin başına ne geldiyse okumuşlardan geldi, şu okullar olmasa maarifi ne güzel idare ederdim” vecizeleri bunun en güzel göstergesidir. Okunmasın, öğrenilmesin, kendilerine biat edilsin diye uğraşıp duran bu kitle mensupları, kendi cehaletlerini bastırmak için düşünceleri pranga altına almaktan imtina etmediler yıllardır. O kadar gözleri karardı ki Sivas’ta 33 kişiyi diri diri yaktılar. O dönemki belediye başkanı artık pür-i pak meydanlarda.

Neyse tekrar başa dönelim. Düşenin halinden düşen anlarmış diye başlamıştık mevzuya ama;

Külliye kütüphanesinin açılışında kitaplara tersten bakan,

Fazıl Hüsnü Dağlarca diye Faruk Nafiz Çamlıbel’in şiirini okuyan,

Kadın mıdır kız mıdır diyebilen,

“Bana çok daha çirkin şeyler söyleyenler oldu, Ermeni dediler!” lafını fütursuzca kullanabilen,

İnsanları inanan – inanmayan diye ayırabilen

Fikir özgürlüğünü sonuna kadar savunuyorum diyerek dünya tarihinde görülmemiş şekilde cumhurbaşkanına hakaret davası açan kişiden başka bir şey beklemek zaten yanlış olurdu.

Mustafa Kemal, Samsun’a giderken boğazdaki İngiliz gemilerine bakıp “Geldikleri gibi giderler.” demişti.

Az kaldı, geldiğiniz gibi gideceksiniz…

08-2021 yılına kadar döneminde en çok dava açılan cumhurbaşkanları şöyle sıralandı:

Erdoğan:38 bin 581

Abdullah Gül: 848

Kenan Evren: 340

Turgut Özal: 207

Ahmet Necdet Sezer: 163

Süleyman Demirel: 158

https://tr.wikipedia.org/wiki/Recep_Tayyip_Erdo%C4%9Fan

https://www.haber3.com/guncel/kanadoglu-geri-dondu-erdoganin-sucu-siir-okumak-degildi-haberi-6053423

https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/carpici-rapor-cumhurbaskanlarinin-actigi-dava-sayilari-belirtildi-1863927

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close