Hatıralar güzel mevhum. Geçmişi yâd ederek anılara sarılmak.
İnsanoğlu geçmişle diyaloğunu kopartmadan geleceğe bakabilmeli ve geçmişi unutmadan yaşamalı demek benim için en güzeli. Zira mazi, şu an yaşadığım hayattan çok daha renkli ve öğretici oldu.
Bugün anlattığım hikâyeleri dinleyenler, o dönemi yaşayanlar, bilenler, bunun evsaf-ı mucibesine haizdir.
Ya olmayanlar,
Bugün konuştuğum bir genç, alnındaki yara izini göstererek, “Bu da babamdan hatıra kaldı.” dedi. Bakamadım suratına, kafamı kâğıtlara gömdüm bir anda.
Benzer yaşıtlarının, ebeveynleri ile diyaloglarını anlattığında, “bunlar nasıl insanlar” diye hayretle dinlemişliğim de az değildir.
İnsan, tek başına büyüyemeyen, kendi başına hayatta kalamayan yegâne hayvandır. Ayakları üzerinde durana kadar, dış mihraklardan beslenerek yaşar. Ancak bu alış-veriş sadece protein, karbonhidrat, şeker vs. değildir. Bünyeye gıda takviyeleri ile birlikte sevgi, hoşgörü, görgü, kültürde girmesi gerekir ki nebattan bir farkı olsun, zira nebatta; güneş, hava, toprak ile büyür, gelişir ve hayatını idame ettirir.
Ama ot gibi.
Gene bir alıntı ile bitirelim. Yazıya ilham veren Arnavut’tan;
“Çocuklar, sizi sevenlere, sevdiğinizi, onlar hayatta iken gösterin. Bizler şanslı insanlarız, bizi seven başlarının üzerinde tutan annelerimiz, babalarımız vardı. Allah hepsinden razı olsun. Ama içimde ukdedir. Onlara zamanında, yeteri kadar sizi seviyorum diyemedim, ellerinden, kollarından gözlerinden doya doya öpemedim. Siz bu hataya düşmeyin. Bizi yetiştirenlerin üzerimizdeki emeklerini, bize verdiği nimetleri her gün daha fazla anlıyorum. Ah demeden, kaybetmeden onları başınızın tacı etmeyi unutmayın. Yediğiniz her lokmada onlara şükredin.”
Nebattan farklı olmak istiyorsanız, yetiştirdiğiniz çocuklara, şükretmeyi öğretin. Çocuğunuzun şükretmesi içinde önce kendi ailenize şükredin. Kötüyse ben bunları gördüm, çocuklarıma aynısını yaşatmayacağım diye, iyiyse bana bu güzellikleri yaşattılar, ben çocuklarıma da gördüğüm iyilikleri devam ettireceğim diyerek.
Belki vesile olur, hayat gailesinden dolayı aramadığınız büyüklerinizi, hiç sebepsiz arar ve seni seviyorum dersiniz.
Kim bilir?