Yazar: 23:06 Genel Kafalar

Hayatın Rengi

Her yazı farklı bir hikâye, farklı anlamlar, farklı renkler barındırır içinde. Bazen içerisindeki cümleler karmaşık bir şekilde anlatır insanın içindeki ruh halini, bazen de yalın ifadelerle suratına çarpar okuduğun her satırda.

Kelimelerin gücü, insanı ne kadar etkilediği ile doğru orantılı olup, yazarın mahareti de burada çıkar. Sonunun bildiğin kitabı okumak istemeyeceğin gibi,  nihayete ulaşacağı belli bir hayatı da tecrübe etmek istemek en hafif tabiriyle saflık olur sanırım.

Varoluş amacımızı sadece üremeye indirgediğimizde, soyun devamını elbette sağlamış oluruz. Ama hayattan rengi alın geriye ne kalır repliğindeki gibi, ne için yaşadığımızı sorgulamaya başlarız istemsizce.

Yeni tanıdığımız insanları, kitapevlerinden satın aldığımız kitapları seçtiğimiz gibi hayatımıza sokarız.

Önce cildine,

Daha sonra kâğıt kalitesine,

“Saman kâğıda basılmış bir kitap içerik olarak ne anlatırsa anlatsın, alıcı tarafından talep görmekten imtina edilebilir. Ancak, kuşe birinci hamur baskı, içeriği saklayarak kendini satmaya muktedirdir.”

Sonra kitabın kokusuna,

En sonunda da içeriğine göre.

“Rastgele birkaç sayfayı çevirip, neler yazdığına dikkat kesilir, yazılanların benliğimizdeki dansına bakarız. Burada geçen birkaç saniye içerisinde beynimizin onayına istinaden kitabı alıp çıkarız bir çırpıda.”

Ama bu anlattıklarım kitapseverler için.

Kitabı sevmeden, sadece okuduğunu göstermek, kütüphanesinde paylaşmak, instagramda reklam için kullanılacak kitaplar için bu döngüye gerek de olmaz, talepte, istekte. Oradaki tek amaç, beğen butonunun ne kadar tıklandığı oldukça, kitabı okumuşsun, okumamışsın, seni hangi dünyalara götürmüş elbette önemli değildir.

Okumayacağımız bir kitabı sadece başkaları beğensin diye aldığımız gibi, hayatımıza aldığımız insanları da, sadece dış görünüşüne, maddiyatına, makam-mevki durumuna göre seçtiğimiz sürece hangi hayatı sürersek sürelim, mutluluk bizim için sadece uzak bir hayal olacaktır.

Kitap okuma zevkinden mahrum insanlar, neler kaçırdığının farkında olmadan bu hayatı sürüp, kendi minvallerinde yaşamlarını tecrübe edecek. Ne kaybettiklerini bilmeden, yaşamlarından tat almadan, biçare bir berduş gibi.

Yazıda da dediğim gibi; “Hayattan rengi alın geriye ne kalır ki.”

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close