Yazar: 20:30 Genel Kafalar

Kitap hayatın özetidir.

Kitap özelinden, hayata dair birçok kez benzetmeler yapmıştım. Son kez teşbihi beliğ yapalım.

Yeni bir kitaba başladığınızda ilk sayfalardan itibaren yazarın ayaklarınızı yerden kesmesini beklersiniz. Bunu yazarın bizlere; bilgi yüklemesi, hayal gücü, şaşırtmalar ile yapması, bilmediğimiz enginlikleri tahayyül ettirmesiyle olacağını sanırız.

Sizi etkileyen cümleler aslında hayatınızda yaşadığınız olayların bir başkası tarafından da yaşanması, bir başka göz tarafından tekrar size aksettirilmesidir. Altını çizdiğiniz cümlelere baktığınızda, geçmişte yaşadığınız olaylara neden aynı reaksiyonu göstermediğiniz, neden bu pencereden bakmadığınız sorgularsınız kendi yaşamınızda.

Her döneme ait yazarlar gibi, her dönemin kendine ait dinamikleri vardı. Edebiyatımızda “Yedi Meşaleciler, Birinci Yeniciler (Garipçiler), Maviciler, İkinci Yeniciler, Toplumsal Gerçekçiler..” kendi pencerelerinden ve kendilerine göre hikayelerini anlatmaya çalıştı. Ama hepsi de kendi ekollerinin en iyisi olduğunu düşünerek hayatlarını nihayete erdirdi.

Ben kendimi birinci ve ikinci yeni arasında gördüm her daim. Yazdıklarım, hikâye tarzım, kafiyesiz şiirlerim hiç birisine uymadı, uymamaya da devam ediyor. Hatta eski bir dostum yazdığım bir hikâyeden sonra “Çok basit anlatıyorsun” demişti.

Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna’da beğendiği kadının portre tasvirini “Ben bu kadını yedi yaşımdan beri okuduğum kitaplardan, beş yaşımdan beri kurduğum hayal dünyalarından tanıyordum. Onda Halit Ziya’nın Nihal’inden, Vecihi Bey’in Mehcure’ sinden, Şövalye Büridan’ m sevgilisinden ve tarih kitaplarında okuduğum Kleopatra’ dan, hatta mevlit dinlerken tasavvur ettiğim, Muhammed’in annesi Âmine Hatun’dan birer parça vardı. O benim hayalimdeki bütün kadınların bir terkibi, bir imtizacıydı” şeklinde anlatır.

Sabahattin Ali’nin anlattığı gibi, yeni okuduğum kitaplarda geçmiş yaşantılar, düşünceler, öğrendiklerim, hafızama neşkedenleri arıyorum.

Roman okumaya başladığım zamanlardan itibaren dimağımda kalan tasvirler güncelliğini yitirmedi. O satırlarda okuduklarım, benliğimi, kişiliğimi, aşka bakışımı geliştirdi. Hatta kalbim o okuduğum kitaplarda saklı kaldı. Zira yeni yazarlarda okunmaya, yazdıklarını anlamlandırmaya dair emareleri görme umudum, gün geçtikçe kayboluyor.

Yeni dönem yazarlar bana her ne kadar sıkıntı verse de, zaman zaman onların hikâyesini de okumaya çalışıyorum. Bazı satırlarda geçmişi yâd ettiğim olmuyor değil, ama birkaç sayfa sonra bambaşka bir atiden bahsedip, bambaşka bir bahçede uyanmak benim gibi tutucu okuyucular için beyhude bir tat bırakıyor sadece. Bu kadar duygu karmaşası, kakafoni, tutarsızlıklar ne birinci ne de ikinci yenilerin anlamlandıracağı olgular değil.

Basit, sade, yalın bir anlatım benim nazarımda yazarın işini iyi yaptığının göstergesidir. Ama aslolan okuyucunun kitaptan ne anladığı, neden o kitabı satın aldığı, ne aradığıyla alakalıdır. Okuduğunuz satırlar size uymuyorsa raftan başka bir kitap alarak yeni kitabı okumaya başlamanız gerek. Zira hiçbir kitap, zorla hafızamıza kazınmayacaktır.

Her zaman söylediğim gibi, iyiyi yaşamış bir insan, neden daha azına tamah etsin. Gördüğüm bildiğim bir duyguyu tekrar yaşayamadıktan sonra hiç okumadan başucuna bırakmak çok daha iyidir. Zira yazara küfrederek okumak ne benim tarzım, ne de sevmediğim bir kitabı okuma lüksüm var.

Aslında yazarda aşkın kendisini aramıyorum sanırım. Aradağım aklımdaki aşkın yazarda vücut bulmuş hali. Aklımdaki fikre göre, vücut bulacak bir iklimde yaşamak istiyorum hepsi bu.

Gene ziyadesiyle uzattım.

On Dört Sene önce yazdığım satırlar veda edelim.

Lal

Bir resmin ardına düştüm gene
Lal kadife zülüflü
Mağrur ve mahzun bir yârin peşine
Bilmediği şarkılardaki kifayetsizliği göstermek için
Ona şiirlerdeki aşkı fısıldamak için
Cumbanın, sedef kaplamaları ardına saklanmış gözlerini
Görebilmek için,

Ahu gözlerde ışık yok ama
Ürkek, korkak bakışlarla
Tırmalamak peşinde her yaklaştığımda
Kahır doğasında var sanıyor
Hep oyunlar onun üzerine
Ama bilse sedef kaplama ardındaki hayatı
Gözlerin ardındaki denizi

Bazen resmi saatlerce incelemek istiyorum
Raif Bey in yaptığı gibi
Ama korkuyorum
Kürk Mantolu Madonna’ nın lanetinde

İzin ver
Kendi resmimizi kendimiz çizelim
Aynı fırçalarla boyanıp
Aynı sularda yıkanalım

İzin ver
Seni seveyim….

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close