Eski Türkiye ile yenisi arasındaki yegâne fark insanların düşünme ve fikirlerini anlatma yetisidir bence.
Doksanlarda insanlar daha özgürdü dediğimde, sokaklarda yüzlerce insan ölüyordu diyenler olabilir. Doğrudur. Ancak bu toplumun genel olarak düşünmediği, konuşmadığı, tartışmadığı anlamına gelmez.
Doksanlarda televizyonlarda erotik filmler gösterilebiliyordu dediğimde, gene aklın nereye kaydı diyenler olabilir. Şu an herhangi bir televizyon kanalında müstehcen bir sahnenin ekrana gelme olasılığı nedir sizce?
Doksanlarda tartışma programlarında insanlar gerçekten tartışabiliyordu. Reha Muhtar’ın Ateş Hattı programında her cenahtan insanlar karşılıklı olarak tartışıyor neredeyse kavga edecek hale geliyordu. Siyaset Meydanını hatırlayan var mı? Sabah beşe kadar onlarca konu, hatibe ne sormaları gerektiğinin farkında olarak konuşabiliyor ve dinleme yetisine de sahip olarak tartışabiliyorlardı.
Yetmişlerde ise devrim yapmak için yola çıkanlar saatlerce belki de günlerce sistemin besleneceği kaynak, işçinin ya da köylünün rolünün ne olması gerektiği vb. konularda konuşabiliyordu.
Artık düşünmeyen, konuşmayan, konuşamayan insanlar güruhu olduk. Bu en küçüğünden en büyüğüne, ilkokul mezunundan beş tane üniversite bitirene kadar aynen geçerli.
Dün akşam Habertürk’ de; İç İşleri Bakanı ve karşısında son dönemlerin popüler bir gazetecisi, yıllardır hükümet aleyhtarı eski tüfeklerden bir gazeteci ve kurumun temsilcileri; Son dönemlerde youtuber olan, eski mafya bozuntusunun anlattıklarını tartışmak istediler.
Mukallit rolüne bürünen bakan altı topu eline orta sahada dolaştırdı, dolaştırdı ama diğerleri ne yapıyorsun, neden sorduklarımıza cevap vermiyorsun demedi. Kalkıp gitmedi. Geçen hafta mukallit bakanın TRT’deki propagandasının aynısını kendilerine de yapmalarına fırsat verdiler. Kendisinden önceki bakanın oğlunun odasında para sayma makinaları çıktığını söyledi, gazetecilerde bizimle birlikte baktı. Ya bu adam hangi hükümetti. Demirel mi? Çiller mi? Ecevit mi yoksa sizin başkanın bakanı mıydı demedi.
Mukallit bakan çocuk pornosunu da milyonlarca kişi seyredebiliyor diyecek kadar alçalabildi ama diğerleri gene ses çıkartmadı. Çocuk pornosu ne zamandan beri legal? Bunu engelleme görevi kimde?
Üç saatlik yayında dört gazeteci toplamda on dakika konuşmamış / konuşamamış.
Veyis ATEŞ: 1 Dakika 14 Saniye
Merdan YANARDAĞ: 2 Dakika 38 Saniye
İsmail SAYMAZ: 3 Dakika 17 Saniye
Mehmet Akif ERSOY: 54 Saniye
Bahse konu gazeteciler bugün ve yarın yazacakları yazılarda, çıkacakları televizyon programlarında kendilerinin nasıl konuşturulmadığını, sözlerinin nasıl kesildiğini anlatarak birçok bahaneler bulabilirler. Ancak kendilerine fazla güvenmenin, gaza gelmenin, dersine çalışmadan rakibinin karşısına çıkmanın sonuçlarına bahane bulamazlar.
Ana konuya dönecek olursak; Bu hükümet insanların ağzına taktığı yular ve kafasına taktığı at gözlüğüyle sadece ceplerindeki paranın müsebbibi değildir. İnsanı diğer hayvanlardan ayıran düşünme yetisinin de katilidir. Hiç konuşmayan bir insan ağzından çıkan ilk cümlede kendi sesine yabancı gelir. Ses tonu, konuşma üslubu her şey yabancıdır. Konuştukça benliğini hatırlar ve kim olduğunu anlar. Muhalif gazetecilerde karşılarında uzun zamandır görmedikleri bir figüre teslim oldular sadece. Ne diyeceklerini bilemediler, mahalle baskısına boyun eğdiler sadece.
Her şey zaman. Pandoranın kutusu açılmaya başladı. Tartışmak her zaman çok güzeldir. Keşke tartışabilecek insanları bulabilsek.
Mukallit Bakana “Bir delinin dediklerini kabul ederek mi iş yapacağız” dediğinde keşke şunu sorsalardı. “O deli olmasa bizimle program yapar mıydınız?”
Bu arada Mukallit ne demek derseniz; http://www.lugatim.com/s/mukallit
Birde eski zamanlarda gazeteciler böyle tiplerle nasıl konuşurdu, görmek isteyenler için;