Yazar: 11:42 Genel Kafalar

Mum

Hani evin bir köşesinde duran bir mum olur; elektrikler kesilirse diye hep orada durur ama nedense ne kadar elektrikler gitse de bir türlü kimse yakmaz. Herkes orada olduğunu bilir ama belki aydınlığı yetersiz gelecek diye düşündüğünden, belki el fenerlerine çok güvendiğinden o muma kimse dokunmaz.

Ta ki bir gün gelip; elektrikler kesilmeden, sırf mum ışığı olsun diye, belki yaydığı rayihası için, bir gece vakti yakılana kadar…

Hiç yakanınız var mı bilmem ama ben yaktım! Yaydığı ışık büyüleyici gelmişti, kokusu ciğerlerimden göğsüme huzur olarak yayılıyordu, odayı saran dumanı sanki değdiği her kusuru iyileştiriyordu, gölgesinde düşler gizlenmişti, sanki hiç bitmiyor-azalmıyor gibiydi… Belki bana öyle geldi bilmem ama o güne değin o kadar etkileyici bir mum yakmamıştım hiç! Sıradan bir mum sanırken, mucize gibi gelmişti hissettirdikleri..

Bazı insanlar da o mum gibi değil mi!? Hayatımızda kim bilir ne kadar zamandır, öylece bi kenarda duruyorlar. Vakit, işliyor ama bir yandan bekliyor en doğru ânı. Sonra bir gün, zamanı geldiğinde, bir vesileyle hayatımızı aydınlatıveriyorlar; kapanmaya yüz tutmuş ama bir türlü iyileşmemiş tüm yaralar kapanıveriyor, güvensizlik üzerine kurduğumuz duvarları küçücük bir nefeste yıkıveriyorlar, iyileşmek kadar iyi gelmek ihtiyacı duyan yanımıza bile iyi geliyorlar.. Hem ışığından aydınlanıp hem o ışığı yakmanın huzuru yayılıveriyor tüm odalara. Sanki hep kalacaklarmış gibi alışıveriyoruz aydınlıklarına! 

Bir gün o mum da söner mi diğerleri gibi, yoksa gizemini ölümsüzlüğüyle-sonsuz varlığıyla korumaya devam eder mi bilinmez.. Ama alışmak, bu defa korkulmayacak kadar güzel…

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close