Mutluluk nedir diye düşünüyorum uzun zamandır. Halen anlayamadım.
Abidin Dino’nun meşhur resminde aklımızda kalan mutluluk tezahürü, fakrü zarüret içerisinde ma aile, birlikte yaşayabileceğimizin tezahürüdür.
Yaşadığımız hayatta, nasıl rahat yaşarız diye düşündüğümüz tüm zamanların toplamı bana mutluluk olarak geliyor, ama doluya koyduğumda almıyor, boşa koyduğumda dolmuyor.
İnsanlardan koparak, kendi başına yaşayarak bir dünyada yaşayabiliriz elbette. Ama belki de bu sadece filmlerde, kurtların büyüttüğü çocukta karşımıza çıkar.
Mutluluk, belki de anlık heyecanların toplamıdır
Mutluluk, masada oturduğumuzda geçmiş anların heyecanının tezahürüdür belki de
Belki de, hürmet göstergesidir, geçmişe, ataya saygıyı gösterdiğimiz bir olgu.
Eski zamanlarda, insanlar birbirlerini ziyaret eder, onların hatırlarını sormaktan ziyade, yanlarında olduklarını birlikte bir hayat idame ettirmelerinin zorunluluğunu bilirlerdi.
Ama artık bireysel dünyamızda, “ben” zihniyetinde kendimize ait dünyamızda tek başımıza yaşamaya çalışıyoruz. Asl olan dünyada homo sapiens ilk çıktığı zamandan itibaren birlikte olmayı düşünmedi mi?
Fikirlerimiz, yaşama şartlarımız, standartlarımız değişti, ama tek değişmeyen şey beynimizin kalbe hükmü kaldı. Kalp halen duygulara hükmetmek isterken, beyin olgulara göre hareket etmeye devam ediyor ve muhtemelen bu savaştan beyin galip çıkacak.
Birbirimizi, dinlemek ve zorluklarında yanında olduğumuzu aksettirmek yerine, bireyin insiyatifine göre karar vermesini bekliyoruz. Artık beşeriyet her şeyden daha önemli.
Mutluluk, yaşadığımız hayattan keyif aldığımız anların toplamıdır, bu anıları artırabildiğimiz sürece anların zevki, auramızı sararak benliğimizi değiştirecektir.
Bu nedenle, yaşadığınız ortam, çalıştığınız iş, birlikte olduğunuz insanları, mecburiyete göre seçmek yerine, keyif alacağınız, aynı yolda yürüyebileceğiniz insanlardan seçin. Belki daha az kazanabilir, daha az içebilir, belki de daha az malınız, mülkünüz olur.
Ama hayattan keyif alarak, birlikte mutlu olmaya başarabilirsiniz.