Yazar: 00:19 Genel Kafalar

Olur Ya..

Masada bir çocuk ; “Kendinle bizim aramızdaki jenerasyon farkını biliyor musun? Yazı yazmak istiyorsan onu yaz” dedi.

İsteğini cevapsız bırakmayalım. Yalın’ın şarkısında dediği, aşağıda dinleyeceğiniz gibi “Olur ya.”

Benim bildiğim zamanlarda yaşadığımız hikâyelerde, filmlerde jönlerin arasında karakter rollerinde kişiler vardı. Onlar ile birlikte hikâyelerin devamlılığı sağlanırdı her daim.

Anlatılan olayın içerisinde mutlaka, mahalle, konu komşu, bildik bir figür vardı etrafımızda. Her olayın içerisinde anlatılan bir teyze, abla, amca karakterleri bizi desteklerdi her daim. Onlar ile birlikte ya yolda yürümüşlüğümüz vardı, ya da ejderhalara savaş açmışlığımız da.

Devir değişti, zaman, zamane çocuklarının eline geçti ve anlatılan hikâyeler kendilerine özgü oldu. Ama dinlediklerim sadece ikili diyaloglar artık. “Ben onu dedim, bana bu cevabı verdi. Sadece müspet ya da menfii olaylar.” Sadece ben diyen insanlar, şimdi olayları tahlil etmeye, iyiyi doğruyu öğrenmeye çalışıyor.

Ama olmuyor

Atladıkları yegâne olay “biz” ve “ben” farkı. Eski zamanda insanlar apartmanda, semtte göz aşinalığı ile ya da mahallede, gördükleri bir simayı sahiplenmeye kalkardı. Artık hiçbirisi kalmadığı için ne sahiplenecek insan kaldı, ne de derdini paylaşacağın, dert dinleyecek kişiler.

Bizim zamanımızdan demenin artık anlamı yok, önemli olan yeni nesle ayak uydurmaktır diye bilindik beylik bir laf vardır. Doğrudur zamana ayak uydurmak gerek belki, ama hangi zaman, hangi yaşananlar. Bilmediğim bir hayata ayak uydurmaya çalışmak, onlar gibi olmak için çaba sarf etmek benim halen yapabileceğim bir nüve değil zira beğenmediğim şeylere karşı antipatimi göstermekten halen imtina etmiyorum.

Geçmiş zaman olurki diye cümlelere başlamamın, hikayelerimin kırklarda geçmesinin de yegane sebebi belki de budur, kim bilir.

Ez cümle, masada öğretilen, paylaşılan çok olay vardır. Asl olan bu hikayelerden bir şey öğrenmek ve hayatınızı buna göre devam ettirmektir.

Ama biz masayı bilmeyiz diyen çocuklara da; Keşke bilseydiniz de böyle yaşamasaydınız keşke demek gerek.

Ufaklık; Biraz kül, biraz duman. Yaşadıkların zamana, mekana göre değişebilir. Ama eve geldiğinde, kapını kilitlediğinde girdiğin dünyada biz varız. Bu nedenle başkalarına öykünmeyi bırak.

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close